Bu sene her dersimizde başarılı girişimcileri konuk ediyor hocamız. Hepsi kendilerine göre birer yol izleyerek bugünlere ulaşmış kimseler. Hayata bakışları, karakterleri, işe yaklaşımları birbirlerinden farklı olsa da girişimcilikten bahsederken hepsi aynı doğrultudalar. Tekrar tekrar aynı konudan benzer cümlelerle bahsetmeleri pek hoşuma gitmiyor açıkçası ("girişimcilik şudur budur şu değildir" gibi cümlelerin uzun tutulmasıdır kastım) ama onların hikayelerini aktarabilmeleri için doğal olarak bu da gerekiyor. Tabi biz de her geçen hafta girişimcilikle daha da haşır neşir oluyoruz, daha kolay anlayabiliyoruz karşımızdaki konuşmacının anlattıklarını.
Girişimciliğin Türkiye'de henüz yaygın olmadığına değinen İlker Bey bunu çevre ve aile baskılarına bağlamakta. Başarı oranınınsa %10 olduğunu belirtti ve çoğu girişimcinin ilk 10 yılda işlerini batırdıklarını söyledi. Başarısızlığın nedenleri ise kendisine göre yönetim deneyimi eksikliği, başta finansman olmak üzere kaynak kıtlığı ve güçlü ilişkilere sahip olamama (kimden ne isteyeceğini bilememe).
Olumsuzluklara değindikten sonra "girişimciyseniz canınız sıkılmaz" diyerek kendi tecrübelerini de katarak girişimcilerin nasıl olması, nelere dikkat etmesi, neler yapması gerektiğini saymaya başladı İlkan Bey. Sorumlulukları fazlalaşınca çalışma süresi günlük operasyonlar ve iş geliştirme ile ikiye katlanmış. Şansın önemine vurgu yaparken "commonsense"e güvenmek gerektiğini, hukuk, finans vb. her konuda düşünmemizi, araştırmamızı ve öğrenmemizi söyledi.
Başarının görece bir kavram olduğunu belirten İlkan Bey başarılı olmak için kendisiyle yarıştığından bahsetti. Her sene daha iyi bir noktaya ulaşmak anahtar. İşin başarısı içinse beğenmediği ürünü piyasaya sürmediğini, her yeniliğe açık olduğunu, paralel iş yapmayı öğrendiğini, yapılan iş ve işin pazara uygunluğunu önemsediğini anlattı. İyi iş çıkarabilmek için içe kapanık çalışmak ve farklı eleman özelliklerini kullanabilmek için networking oldukça önemli. İşi yönetirken liderlik özelliklerini kullanarak çalışma isteği yaratmaya çalıştığını, korku değil saygı kazanmaya çalıştığını, az personel olduğu için İnsan Kaynakları yöneticisi gibi davrandığını söyledi. Ona göre konsantrasyon, işine odaklılık başlangıçta göz ardı edilemeyecek kadar mühim ve işler tam anlamıyla bir çizgiye yerleşene kadar farklı işlere yönelmemek lazım. İşi yürütürken başlıca motivasyonu ise başarı ve istihdam yaratma. Nakit akışının önemine de değinen İlkan Bey'e göre iş büyüdükçe bu konuda daha da dikkatli olunmalı (kayıtların tutarlılığı ve denetimi), finansman noktasında ise bankalardan para almak zor olduğu için melek yatırımcılar daha seçilebilir bir yöntem. Ayrıca kendi tecrübelerine göre karşındakini anlamak için onun yaptığı işlerde çalışmış olmak işleri kolaylaştırıyormuş.
İlkan Bey gelecekte işleri büyütmek için yurtdışında kendi sitelerine benzer ve başarılı birkaç siteyle görüştüklerini, Türkiye için yeni fikirler ortaya koyarak özellikle yerel rakiplerinden farklılaşmaları gerektiğini ve sporx.de sitesiyle Almanya'da faaliyete girmeyi düşündüklerini belirtti.
sporx.com sistemli ve doğru bir girişimcilik örneği. İlkan Bey hazırladığı sunum ve bize ayırdığı vakit içerisinde bizlere iyi bir plan, işe göre kadro, doğru belirlenmiş başarı faktörleri ve uygun bir yönetimle aklı mantığı yerinde ve iş bilgisine sahip her kimsenin (biz İşletme Mühendislerinin) fikirlerimizi başarılı girişimlere dönüştürmemizin işten bile olmadığını gösterdi.