17 Nisan 2012 Salı

sporx.com

Bu sene her dersimizde başarılı girişimcileri konuk ediyor hocamız. Hepsi kendilerine göre birer yol izleyerek bugünlere ulaşmış kimseler. Hayata bakışları, karakterleri, işe yaklaşımları birbirlerinden farklı olsa da girişimcilikten bahsederken hepsi aynı doğrultudalar. Tekrar tekrar aynı konudan benzer cümlelerle bahsetmeleri pek hoşuma gitmiyor açıkçası ("girişimcilik şudur budur şu değildir" gibi cümlelerin uzun tutulmasıdır kastım) ama onların hikayelerini aktarabilmeleri için doğal olarak bu da gerekiyor. Tabi biz de her geçen hafta girişimcilikle daha da haşır neşir oluyoruz, daha kolay anlayabiliyoruz karşımızdaki konuşmacının anlattıklarını.

Dersimizin bir önceki haftaki konuğu İlkan Gökyılmaz'dı. Kendisi sporx.com kurucu ortaklarından. Boğaziçi Üniverisitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 98 mezunu olan girişimcimiz bu sene içerisinde arkadaşlarıyla yazılım projelerinde yer almış. Trekmail (ismi katılımcıların Startrek hayranlığından almış) projesinin ardından 99'da ilk şirketleri olan BIMTEK'i kurmuşlar. İlk müşterileriyle beraber de 2000 senesinde adlarını Maksimum İletişim A.Ş. olarak değiştirmişler (biraz da anonim şirket kurmanın finansal faydalarından yararlanma amacıyla) ve 2005'te superspor.com olarak hizmete giren 2007'de sporx.com ismini alan spor sitesini hayata geçirmişler.

Girişimciliğin Türkiye'de henüz yaygın olmadığına değinen İlker Bey bunu çevre ve aile baskılarına bağlamakta. Başarı oranınınsa %10 olduğunu belirtti ve çoğu girişimcinin ilk 10 yılda işlerini batırdıklarını söyledi. Başarısızlığın nedenleri ise kendisine göre yönetim deneyimi eksikliği, başta finansman olmak üzere kaynak kıtlığı ve güçlü ilişkilere sahip olamama (kimden ne isteyeceğini bilememe).

Olumsuzluklara değindikten sonra "girişimciyseniz canınız sıkılmaz" diyerek kendi tecrübelerini de katarak girişimcilerin nasıl olması, nelere dikkat etmesi, neler yapması gerektiğini saymaya başladı İlkan Bey. Sorumlulukları fazlalaşınca çalışma süresi günlük operasyonlar ve iş geliştirme ile ikiye katlanmış. Şansın önemine vurgu yaparken "commonsense"e güvenmek gerektiğini, hukuk, finans vb. her konuda düşünmemizi, araştırmamızı ve öğrenmemizi söyledi.

Başarının görece bir kavram olduğunu belirten İlkan Bey başarılı olmak için kendisiyle yarıştığından bahsetti. Her sene daha iyi bir noktaya ulaşmak anahtar. İşin başarısı içinse beğenmediği ürünü piyasaya sürmediğini, her yeniliğe açık olduğunu, paralel iş yapmayı öğrendiğini, yapılan iş ve işin pazara uygunluğunu önemsediğini anlattı. İyi iş çıkarabilmek için içe kapanık çalışmak ve farklı eleman özelliklerini kullanabilmek için networking oldukça önemli. İşi yönetirken liderlik özelliklerini kullanarak çalışma isteği yaratmaya çalıştığını, korku değil saygı kazanmaya çalıştığını, az personel olduğu için İnsan Kaynakları yöneticisi gibi davrandığını söyledi. Ona göre konsantrasyon, işine odaklılık başlangıçta göz ardı edilemeyecek kadar mühim ve işler tam anlamıyla bir çizgiye yerleşene kadar farklı işlere yönelmemek lazım. İşi yürütürken başlıca motivasyonu ise başarı ve istihdam yaratma. Nakit akışının önemine de değinen İlkan Bey'e göre iş büyüdükçe bu konuda daha da dikkatli olunmalı (kayıtların tutarlılığı ve denetimi), finansman noktasında ise bankalardan para almak zor olduğu için melek yatırımcılar daha seçilebilir bir yöntem. Ayrıca kendi tecrübelerine göre karşındakini anlamak için onun yaptığı işlerde çalışmış olmak işleri kolaylaştırıyormuş.

İlkan Bey gelecekte işleri büyütmek için yurtdışında kendi sitelerine benzer ve başarılı birkaç siteyle görüştüklerini, Türkiye için yeni fikirler ortaya koyarak özellikle yerel rakiplerinden farklılaşmaları gerektiğini ve sporx.de sitesiyle Almanya'da faaliyete girmeyi düşündüklerini belirtti.

sporx.com sistemli ve doğru bir girişimcilik örneği. İlkan Bey hazırladığı sunum ve bize ayırdığı vakit içerisinde bizlere iyi bir plan, işe göre kadro, doğru belirlenmiş başarı faktörleri ve uygun bir yönetimle aklı mantığı yerinde ve iş bilgisine sahip her kimsenin (biz İşletme Mühendislerinin) fikirlerimizi başarılı girişimlere dönüştürmemizin işten bile olmadığını gösterdi.

28 Mart 2012 Çarşamba

E-Pazarlama ve Girişimcilik

Bir önceki hafta e-pazarlama dersi konuklarımız kendi girişimcilik hikayelerinden bahsettiler. Burada dikkatimi çeken ilk şey derse gelen girişimci konukların(bir önceki hafta ve gelmesi beklenen konuklara bakarak) hiçbirinin kadın olmaması. İlginç geldi bana. Galiba biz erkekler daha hevesliyiz böyle kendi işimizi kuralım, büyütelim işleri, kafamız rahat olsun, patrondan emir almayalım, işin sefasını da cefasını da biz çekelim istiyoruz. Kendimizi gösterme derdi mi heveslilik mi hırs mı hepsi ve daha fazlası mı? Ben hırslı bi adamım acaba onlar da öyle mi diye düşündüm ve daha çok bu gözle dinledim konuşmacıları.

İlk olarak oyuncakdenizi.com un kurucusu Serkan Hodur anlattı hikayesini. Oldukça sakindi kendinden bahsederken. Daha sonra fikrin ortaya çıkışını gelişimini karşılaştığı zorlukları ve iş planını paylaştı bizlerle. Pek de yakın görmedim kendime Serkan Hodur'u, ses tonundan olsa gerek bana uzak kaldı biraz başlarda. Ancak uzun vadeli planları, potansiyel rakiplerini iyi belirlemiş olması ve sorulara anlaşılır ve hafif esprili yanıtlarıyla tekrar bağlandım derse. Kendi firmasından bahsederken kaliteli ve güvenilir ürünler sunduklarına ve ToyzzShop la rekabetlerine değindi biraz, sonra da izlemeyi düşündüğü yol haritasını canlandırdı kafamızda. Pazarı iyi analiz etmek, tehditleri saptamak ve fırsatları net bir şekilde belirlemek önemli özellikler. Gerçekten de başarılı bir girişimcilik hikayesiydi.

Aranın ardından bana çok daha yakın bir genç girişimci buldum karşımda. Mustafa Acet, indirdik.com un kurucusu, kendinden bahsederken "tam da benim kafada bu adam" dedim kendime. Kazandığı bölümünden memnun olmamış bir daha girmiş ÖSS ye ve asıl amacı olan İstanbul'a yerleşme niyetini gerçekleştirmiş, okulu uzatmasına rağmen ilgi duyduğu işlerle ilgilenmiş ve Bendeistiyorum.com u kurarak adım atmış girişimciliğe. Fikrinin değerinin farkında olduğu izlenimini yarattı bende, kendinden emindi, bu kadar büyümeyi beklemediğini söylemişti başta ama der demez gülümsedi ve başarısının tadını çıkardı o an. Amerika'da şaşırmışlar bir öğrencinin 3 milyon dolar cirolu bir e-ticaret sitesi işletmesine, seneye gel bu kurula jüri ol bile demişler. Bunları anlatırken mütevazı olmaya çalışsa da gururu etrafındakilere yansıyordu yüzünden. İşine çok hakim ve herşeyden önce severek yapıyor. Telefondan sitesine baktım o anlatmaya devam ederken. Tasarımı hoştu ve userfriendly bir site izlenimi yarattı bende. En sonunda pazarın büyük oyuncularından gittigidiyor.com la ortaklığına değindi biraz. Hayli memnundu eBay'in Türkiye şubesinin onun girişimine olan ilgisinden. "İsteseler bedavaya ortak ederdim ki, zaten böyle bir şirketi herkes kendi yanında ister" diyerek fikrini geliştirmeye ve başarılı girişimlerden destek almaya, onlarla birlikte büyümeye hevesli olduğunu gösterdi bize.

Konuşmacılar bilgili, kültürlü, hallerinden memnun, rahat, karizmatik adamlardı. Girişimciliğin cazip bir iş olduğunu gösterdiler bizlere. Şimdiden başlamak lazım bize de bir pay düşer mi diye düşünmeye. Kanımca, internet uçsuz bucaksız bir fırsatlar diyarı olsa da yeni bir internet balonu yaşanması olasılığı bile düşündürücü. Başarılı bir iş modelini yerel pazarda kurmak, yeni uygulamalarla ve hizmet katma değerleriyle bu modeli geliştirmek ve mümkünse değerli bir döneminde satmak en makbul olanı belki de. Bunu anlamak içinse önce girişimci olmak gerek.